TEHCİR NASIL GERÇEKLEŞTİ.
Tehcir, Çanakkale, Kafkasya ve Filistin'de savaşan Osmanlı ordularının lojistik destek yollarına yakın yerlerdeki Ermeniler ile örgütlere destek veren tüm Ermenileri kapsamıştır. Zorunlu göçe tabi tutulan İç ve Doğu Anadolu'daki Ermenilerin, savaş alanına uzak olan Suriye ve Şehr-i Zor bölgesine nakledilmeleri kararlaştırılmıştır. Naklin kolaylıkla gerçekleştirilmesi için ana yollar ve tren yolları seçildi. Haritada görüldüğü gibi, beş merkez, ana toplama alanı olarak belirlendi.Tehcire tabi tutulacaklara, hareket hazırlığı yapmaları için, konsolos raporlarında da yer aldığı gibi ortalama bir hafta süre verildi. Tehcir emri verilen Ermeniler, 2000'er kişilik kafileler halinde sevkedildiler. Kafilelerin korunması için, savaş dolayısıyla imkân nisbetinde koruma verildi.
Osmanlı Devleti tehciri, 29 Ağustos 1915 tarihiyle vilâyetlere gönderdiği şifre telgrafta şöyle tarif etmektedir:
"Ermenilerin bulundukları mahallerden çıkarılarak tayin edilen mıntakalara sevklerinden hükûmetin beklediği gaye, bu unsurun hükûmet aleyhine faaliyetlerde bulunmalarını ve bir Ermenistan hükûmeti teşkili hakkındaki millî emellerini takib edemiyecek bir hale getirilmelerini temin esasına matuf olup, masum kişi ve şahısların mhası hedeflenmediğinden, sevkiyat esnasında kafilelerin can emniyeti sağlanmalı ve muhacirîn tahsisatından sarfiyat yapılarak iaşelerine ait her türlü tedbir alınmalıdır. ...Daha önce de tebliğ edildiği üzere asker aileleriyle, ihtiyaç nisbetinde sanatkâr, Protestan ve Katolik Ermenilerin sevkedilmemesi hükûmetçe kesin olarak kararlaştırılmıştır. Kafilelere saldırıya ve bilhassa gasb ve hiss-i hayvaniyelerine mağlup olarak ırza geçmeye teşebbüs edenlerle, bunlara ön ayak olan jandarma ve memurlar hakkında gecikmeksizin kanunî tedbir alınarak, şiddetle cezalandırılmalı ve bu gibiler derhal azl edilerek Divan-ı Harblere teslim edilmelidir. Bu gibi olayların tekrarından vilâyet ve sancakların yetkililerinin sorumlu tutulacağı beyan olunur".
Yukarıdaki belgede de yer verildiği gibi, Ermenilerin nakillerinden maksadın, onları imha maksadıyla yapılmadığı, onların savaşın bitiminde, yani 1918 yılı sonunda, evlerine geri döndürülmesinden de anlaşılmaktadır. Bununla ilgili olarak çıkarılan kararnamede, isteyenlerin geri dönmesi, dönmek istemeyenlere baskı yapılmaması, evlerine dönen Ermenilere tüm emlâkinin iadesi, müslüman olanların istedikleri takdirde eski dinlerine dönebilecekleri, yetimhanelerdeki ve zengin aileler yanındaki çocukların aileleri ve yakınları bulunarak teslimi, vergi borçlarının silinmesi, yolculuk sırasındaki tüm masraflarının devlet tarafından karşılanması gibi maddeler yer almakta idi.
KAYNAK: ERMENİLERİN SURİYE’YE NAKLİ : SÜRGÜN MÜ, SOYKIRIM MI? BELGELER-YUSUF HALAÇOĞLU